Uzun süredir gündemi meşgul eden, atların kötü koşullarda bakımının yapılması ve ölümüyle gündeme gelen fayton sorununa İstanbul Belediyesi Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’ndan çözüm önerisi geldi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun çözüm önerisi şöyle: İBB, Adalar Belediyesi ve iki üniversitenin dahil olduğu fayton masası “Adalar İlçesi Elektrikli Fayton ve İşletme Modeli” adlı projeyle elektrikli faytonları devreye sokacak.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Başdanışmanı Murat Ongun’dan alınan bilgiye göre, atlı faytonların yerini elektrikli fayton alacak. Mevcut atlı faytonda çalışanlar, eğitimden geçirilerek elektrikli faytonda çalışmaları sağlanacak.
Projenin hayata geçmesi için öncelikle bir kooperatif kurulacak. Faytoncular bu kooperatife dahil edilecek. Daha sonra kurulan kooperatifle, İBB sözleşme imzalayacak. Sözleşme kapsamında çalışanların eğitimi, elektrikli faytonların elektrik ihtiyacı, park sorunu gibi konuların çözümü ele alınacak.
Bu kapsamda İBB Ulaşım Hizmetleri, Enerji A.Ş., İSPARK, kurulacak olan kooperatif koordineli şekilde çalışacak. Elektrikli faytonların güzergahları yeniden belirlenecek. Psiko-teknik testler ve duraklar, şarj istasyonları yapılacak. Elektrikli faytonların elektriği Enerji A.Ş. tarafından bedel karşılığında temin edilecek. Park ve ücret denetimi İSPARK tarafından yapılacak. Fayton taşımacılarının platform kapsamındaki sicilleri TUDES tarafından değerlendirilecek.
Nostaljik açıdan birkaç tane atlı faytonun faaliyet gösterilmesine izin verilecek. Atların bakımına, yorulmamasına özen gösterilecek. Atların geçtikleri güzergah kısa olacak.
ALİ AYDIN / ADALARHABER
At, fayton, faytoncu, ada hakkında konuşmak, tartışmak, eleştirmek, özeleştirmek imkanınız var. 29 temmuz saat 17.00’de Büyükada’ya bekleriz. Buyurun gelin. Küfür, taciz etmek, provakatif davranışlarda bulunmak yasaktır.
Eğer buna bile gelmeyecekse “hayvanseverler” buralarda yazmanın en ufak bir yararı olmadığını, sadece kendilerini tatmin ettiklerini bilmeliler.
…
Birkaç da hatırlatma kıyağı yapayım. Tek çeşit “yılkı” vardır. “Ezelden” doğada yaşayan ve fakat insanla birlikte hiç yaşamamış olanlardır ki, ülkemizde yoktur. Misal, ABD’de ucu bucağı belirsiz doğal parklarda ve/ya ormanlarda yaşarlar(dı). Şu anda ABD’de doğada yaşayanlara dahi yılkı denemiyor. Kaç nesilde yılkı olacağı da bilinmiyor. Ülkemizde olan ve sehven yılkı denilenlerse, yaşlı ve güçten düşmüş ve bakımı külfet haline geldiği için kurtulmak hasebiyle doğaya bırakılanlardır. Açlıktan ölmeyen, kurda kuşa yem olmayanlar orada burada dolaşırlar. Çünkü ülkemizde ne doğal park, ne yayla ne otlak ne orman var. Ölmemiş şanslılar varsa ve çifleşebilirlerse sayıları artabilir. Eğer yaşadıkları yere kar yağıp da 10-20 gün tutuyorsa yaşama imkanları tükenebilir. Ülkemizde bu yönde haberleri okumuşluğumuz var. Bunlar bir liderleri olan 10’lu 15’li gruplar halindedirler. Eğer başka gruplarla karşılaşırlarsa ve aralarında haset oluşursa kanlı kavgalar olabilir. Nihayet sonları belirsizdir fakat bunu biz görmeyiz ve atlar hür oldu diye seviniriz. İnsanla birlikte çalışanların bir günlük ot, saman, kepek gideri, yapısına cinsine göre değişmek üzere ort. 30-70 lira arasındadır. Adalarda 1800 civarında vardır. Günlük masrafını kolayca bulursunuz. Çarpın bakalım ne çıkacak? Devlet ve belediyeler ve hayvanseverler sokaklarda ve barınaklarda kedi köpeğe bakamazlarken her gün yüz binlerce lira verip onlara mı bakacaklar? İmkansız ama baktılar diyelim, nerede bakacaklar?
Geçen yıl hayvanseverlerin yakarışları sebebiyle adalara götürülmesine müsaade edilmeyen 200 tanesinin akıbeti belli değildir ve hiçbir hayvanseverin bu atların ne olduğunu araştırdığını duymadım. İzmir’de yasaklandığından ötürü faytondan çıkarılan 35 ata bakamayanlar (belediye, il tarım müdürlüğü, haytap), hakeza Antalya’dakiler de aynı muameleye tabi olmuşlardır, 1800’üne mi bakacaklar! Ama özgür ve gözümüzden uzak olacaklardır ve biz de çalıştık başardık özgürleştirdik diye gönenip duracağız.
Son olarak “anayurdu” adalar olan biri olarak biliyorum ki, adalarda ormana bırakılmalarının tek sebebi taze ot yemeleri içindir.
Dikkat ettinizse, aşağı yukarı 4000 yıldır insanla beraber yaşayan ve buraya kadar adını anmadığım bu canlı varlığın adı AT’tır ve boş laflara karnı toktur.
Yazık oldu