Heybeliada Deniz Lisesi Tarihçesi adlı yazımızda Heybeliada Deniz Askeri Lisesi, Heybeliada Deniz Lisesi hakkında bilgi ve Heybeliada Deniz Lisesi tarihi hakkında bilgileri bulabilirsiniz.
Her gün insan kalabilmek sevdasında olan güzel adalılara, Heybeliada Deniz Lisesi tarihini derlediğim bu ilk yazımla merhaba demek istedim; umuyor ve diliyorum ki beğenirsiniz. Bu vesileyle Adalar Haber‘ de yazabilme imkanı için yetkili dostlara çok teşekkür ediyorum. Bundan sonra kalemimin mürekkebi yettiğince sizlerle birlikte olacağım, heyecanlıyım ve sürçü lisan ettiysek şimdiden affola.
Güzel Adalar’ ımızın tüm güzelliklerinde buluşmak ümidiyle kalpten sevgiler selamlar.
Heybeliada Deniz Lisesi Tarihçesi
Türk Deniz Gücü, tarihimizde çok önemli bir yere sahiptir. Osmanlı Devleti, Orhan Gazi (1324-1362) döneminde Karesi Beyliği’nin alınmasıyla (1345) elde ettiği deniz gücü sayesinde Çanakkale Boğazı’nın diğer yakasına geçebilmeyi başarmış, sırasıyla Cinbi(1352) ve Gelibolu(1354) kalelerini ele geçirmiştir. (İnalcık, 2015: 46-51)
İstanbul’un fethiyle başlayan süreçte büyük gelişme gösteren Türk Deniz Gücü, I.Süleyman(1520-1566) döneminde zirveye ulaşmış, 1538’de Preveze Deniz Savaşı gibi büyük bir deniz zaferi kazanılmış, Akdeniz’de 1571’e kadar sürecek deniz üstünlüğü elde edilmiştir. (İnalcık, 2015: 157)
BAHRİYE (DENİZ HARP OKULU ve LİSESİ) ’nin KURULUŞ SÜRECİ ve TARİHİ
Deniz Harp Okulu’nun temelini teşkil eden Tersane Hendeshanesi, Osmanlı Devleti’nin denizlerde üst üste mağlubiyetler yaşadığı 18. Yy.’ın sonlarında, donanmanın Rus donanması tarafından imha edildiği 1770 Çeşme Baskını’nın hemen akabinde, batıda olduğu gibi denizcilerin okuldan yetiştirilmesi zaruriyeti üzerine 18 Kasım 1773’te Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın girişimleri ile açılmış, Fransız Baron de Tott hendeshanenin açılışında görevlendirilmiştir. Kasımpaşa’da ki bir kalyonda açılan ve kurs niteliğinde olan bu okulda geometri ve seyir dersleri gösterilmiştir. (“MSÜ Deniz Harp Okulu”, t.y.)
1773’ten itibaren zaman içerisinde çeşitli isimler alan Deniz Harp Okulu ve Lisesi, bazen birlikte ve bazen de farklı birer komutanlık olarak faaliyette bulunmuşlardır. Bu isimleri şu şekilde sıralayabiliriz;
- Tersane Hendeshanesi
- Hendeshane-i Bahri
- Mühendishane-i Bahr-i Hümayun
- Mekteb-i Fünun-u Bahriye-i Şahane
- Mekteb-i Bahriye-i Şahane
- Mekteb-i Bahriye
- Bahriye İdadisi
- Bahriye Mektebi
- Deniz Harp Okulu ve Lisesi
- Deniz Harp Okulu ve Koleji
- Deniz Harp Okulu
- Deniz Lisesi
(Örnek, 2017: 24-25)
Heybeliada Deniz Lisesi, ilk adıyla “Mekteb-i İdadiye-i Şahane” , 29 Ekim 1852’de, Bahriye Mektebi’ne alınan öğrencilerin eğitim seviyesi yetersiz olması sebebiyle kurulmuş ve 4 yıl süreli olarak eğitim öğretim faaaliyetlerine başlamıştır.
1920-1923 yılları arasında ulusumuzun topyekün istiklal mücadelesi vermesi sebebiyle okula öğrenci alınmamış, kahraman Türk Milleti’nin kesin zaferi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması ile taçlanan İstiklal Savaşı’nın nihayete ermesiyle, 1924 yılında Bahriye Mektebi’ne ilk öğrenciler alınmıştır.
27 Mayıs 1928’de Heybeliada’da ki Bahriye Mektebi’nin adı “Deniz Lisesi olarak değiştirilmiş, buradaki tesisler Deniz Lisesi’ne bırakılmış, Harp Okulu ise Kasımpaşa’da şimdiki Kuzey Deniz Saha Komutanlığı binasına taşınmıştır.
12 Ekim 1930’da Harp Okulu Heybeliada’ya geri dönünce Harp Okulu ve Deniz Lisesi birleştirilerek “Deniz Harp Okulu ve Lisesi Komutanlığı” olmuştur.
31 Temmuz 1985 tarihine kadar Deniz Harp Okulu ile birlikte Heybeliada’da faaliyet gösteren Deniz Lisesi, bu tarihte Harp Okulu’nun Tuzla Tuz Burnu Yarımadası’nda yeni inşa edilen tesislerine taşınması ile birlikte adada yalnız kalmıştır. (“MSÜ Deniz Harp Okulu”, t.y.)
HEYBELİADA ve DENİZ LİSESİ
Heybeliada, “Prens Adaları” ismiyle meşhur ve İstanbul’un Anadolu Yakası kıyılarına yakın on takımadanın (birisi batık Vordonisi), yüzölçümü olarak ikinci, doğal bitki örtüsü bakımından en zengini (Milliyet, 5 Haziran 2004: 6), bu satırların yazarına göre ise en güzelidir. Yaklaşık %62’si çam ağaçlarıyla kaplı olan ve kuşbakışı heybeye benzediği için adı “Heybeli” olan bu güzel ada, temiz havası nedeniyle yakın zamana kadar tüberküloz(verem) hastalarının tedavi edildiği bir sanatoryum idi.
Evliya Çelebi’nin 1641 yılında başladığı seyahatlerinin ilk duraklarından olan Heybeliada, Evliya’mızın: “ab-ı hayat gibi suyu ve gönül açıcı bağları vardır” dediği, o dönemde bir manastırı olan ve yılda bir defa Rumların kayıklarla gelerek ziyaret ettikleri, halkının hepsinin zengin Rum reisleri olduğu, idarecilerinin bir Bostancıbaşı ile bir Yeniçeri Yasakçısı’nın olduğu bir adadır. (Çelebi, 2006: 127-128)
1750’li yıllarda Heybeliada’ya gelen ve sonrasında Fener Rum Patriği seçilecek olan III.Yuannikos Karacas, Deniz Lisesi binasının bulunduğu yerde, kendisi için büyük ve ihtişamlı bir köşk inşa ettirmiş, O’nun ölümünden sonra boş ve sahipsiz kalan köşk, III.Selim (1789-1807) döneminde Levent Kışlası olmuştur.
Heybeliada’lı yazar Nejat Gülen’e göre Karacas’ın bu köşkü yaptırması belki de Bahriye’nin Heybeliada’ya gelmesine neden olmuştur. Çünkü Karacas ölünce Fener Rum Patrikhanesi burayı alamamış ve boş ve sahipsiz kalan bu muhteşem yapı Levent Kışlası olmuştur. (Gülen, 2015: 34)
Levent Kışlası, II.Mahmut (1808-1839) döneminde yapılan değişiklikler ve eklemelerle Kalyoncu Kışlası olmuş ve 1834’te Kasımpaşa’da bulunan Mühendishane-i Bahr-ı Hümayun’un “seyr-i sefain(gemilerin denizde yönetimleri)” kısmı, Heybeliada Kalyoncu Kışlası’na geçici olarak taşınmıştır. 1838’de tekrar Kasımpaşa’ya taşınan ve eğitim-öğretim faaliyetlerine “Mekteb-i Fünun-ı Bahriye” adı altında devam eden okul, 1851 yılına kadar Kasımpaşa’da kalmıştır. (“MSÜ Deniz Harp Okulu”, t.y.)
1851 yılında bu defa kalıcı olarak Heybeliada’ya dönen Bahriye Mektebi bünyesinde, bir önceki bölümde detaylı anlattığımız gibi 1852 yılında Mekteb-i İdadiye-i Şahane (Deniz Lisesi) kurulmuştur. Özellikle bu tarihten itibaren lisenin açılması ile birlikte Heybeliada ve Bahriye bütünleşmiş, Bahriye’nin adaya kalıcı olarak gelişi ile birlikte büyük bir değişim yaşanmış, önceleri bir “Rum” adası görünümünde olan, Rumların nüfus yoğunluğu ve kültürel etkisinin oldukça fazla olduğu Heybelida, Bahriye’nin etkisi ile hızla Türkleşmeye başlamıştır.
1 Ekim 1916’da makine astsubayı yetiştirilmesi amacıyla adanın Burgazada’ya bakan yönünde, Hristos(Makaryos) Tepesi sırtlarında bulunan Elen Ticaret Okulu, kamulaştırılarak Bahriye’ye verilmiş ve burası “Çarkçı Mektebi” olmuştur. I.Dünya Savaşı devam ederken donanmanın ihtiyacını karşılayacak modern Mızıka Bando Okulu da bugün kullanılmayan sanatoryum binasının bulunduğu burundaki taş binada faaliyetlerine başlamış, böylece Heybeliada, dört bir yanı Bahriye’ye ait okullarla, “Bahriye Adası” haline gelmiştir. Zaman içerisinde Çarkçı Mektebi’nin adadan taşınması ile birlikte Mızıka Mektebi de adadan taşınmış, günümüzde Çarkçı Mektebi’nin binası MSÜ Deniz Harp Okulu’na ait olsa da, Mızıka Mektebi’nin binası 1924’te açılacak Heybeliada Sanatoryumu’nun ilk çekirdek binası olmuştur. (Gülen, 2015: 97)
31 Temmuz 1985 yılında Deniz Harp Okulu’nun Tuzla’ya taşınması ile birlikte, Heybeliada’da bulunan tesislerde Deniz Lisesi eğitim ve öğretim faaliyetlerine 31 Temmuz 2016 tarihine kadar devam etmiş ve mazisi zaferlerle dolu şanlı donanmamıza, en başta komuta kademelerinde görev alan komutanlarımız da dahil bir çok subay yetiştirmiştir. 165 yıl faaliyet gösteren deniz lisesinin ne anlam ifade ettiğini, kendisi de Heybeliada Deniz Lisesi’nden mezun olan, 20.Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Özden Örnek Paşa şöyle ifade etmektedir :
“Anadolu’nun denizden uzak köşelerinden gelip denizi hayatında ilk kez gören ve deniz dalgalarını buğday tarlasındaki başakların dalgalanmasına benzeten insanları, harp gemilerinde 24 saat hizmet yapacak hale getirmek herhalde kolay olmasa gerek. Bu eğitim ve dönüşüm ne kadar erken yaşta başlarsa o kadar kalıcı ve uzun süreli olur. Deniz subaylığı, hem askerliği hem de denizcilik gibi iki ayrı mesleği birleştiren bir meslektir.Bu gerçeği ve denizciliğin her babayiğidin harcı olmadığını hatırlamak uygun ve gereklidir.Deniz Lisesi olmadan bunun sağlanacağına inanmak biraz saflık olur…” (Örnek, 2017: 274)
Heybeliada Deniz Lisesi, 31 Temmuz 2016’da çıkarılan 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldı. Heybeliada’da ki tesisler yine aynı KHK ile kurulan Milli Savunma Üniversitesi’nin bünyesinde faaliyet gösterecek Deniz Harp Okulu’na bırakıldı. (Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tebdirler, 2016)
SONUÇ
Deniz Lisesi, kuruluşundan kapatıldığı tarihe kadar yıllar boyunca Heybeliada ile özdeşleşmiş, öğrencileri ada halkının çocukları, kendisi ise ada halkının ve Türk Milleti’nin gözbebeği olmuştur. Ada halkı ile aile bağları da kurulmuş, bir çok subay daha lise yıllarındayken tanıştıkları adalı bayanlarla evlenmiştir. Heybeliada Mezarlığı, bir çok deniz kuvvetleri mensubu ve yakınlarının ebedi istirahatgahları olmuş ve Heybeliada sokakları Bahriye’nin etkisiyle olsa gerek, Bahriyeli Şükrü Bey, Uluç Paşa, Turgut Reis, Amiral İhsan Özel, Gemici Kaynağı vd. bir çok denizci adı ve donanmaya ait terimlerle adlandırılmıştır.
Yazımızla ilgili görüş, düşünce ve önerilerinizi bekliyorum, iyi okumalar.